25 Temmuz 2018 Çarşamba

2018 Temmuz Kuzeye Çıkış- Gün 7- Kavançların Gücü Adına

Tam somurtuk bir şekilde uyanmışken hastaneden mutlu haber geliyor. Taburcu olacak olan Deniz Bilge tutturmuş ben Ankara'ya dönmem diye. Aslanım benim! Tekne de tekne demiş. "Ne diyosunuz yaa..." diye diretmiş.

Burcu arıyor, "bekleyin, Söğüt'e geliyoruz diye"

Bizde bir neşe, bir neşe.

Tekneyi iskeledeki tekneler kolay çıksın diye hemen 1. tonozdan 2. tonoza çekerek beklemeye başlıyoruz.

Denize atlıyoruz bol bol yüzüyoruz. Nar burada tekeneden kıyıya kadar yüzerek kendini aşıyor. Abisi Doğaç da ona destek yeni yüzme stilleri öğretmeye koyuluyor.

Sonunda beklenen an. Deniz ile Burcu karada görünüyor.

THE REUNION



Onları gidip botla aldıktan sonra gecikmeden, tam da rüzgar başlarken, Bencik Koyu'na doğru yola çıkıyoruz.

O bir önceki akşamüstünü süt liman Söğüt'ü gitmiş sert sağanaklar gelmiş durumda. Rüzgarüstüne dönüp ana yelkeni açmamızla rotamıza döner dönmez geniş apazadan sert rüzgarı almamız bir oluyor. Hatta öyle ki bir süre camadanlı ana yelken dahi bizi harika bir şekilde taşıyor. 15 dakika sonra rüzgar normla rejimine oturuyor ve yavaşlıyor. Sağanakalar kayboluyor. Biz de cenovayı açıyoruz.

İşte bundan sonrası tam bir harika kavançaları ata ata Bozburun'a ilerliyoruz. Bu gün neredeyse hiç motor kullanmadan varacağız.


Kavançalarımız bu resimde

 Atabol Burnu ile Atabol Kayası'nın arasından da güzel bir kavança manevrası ile geçtikten yaklaşık 10 dakika sonra, klasik olarak burunda karasızlaşan rüzgar yerini 12 knot'luk bir seyir rüzgarına bırakıyor.

Öyle bir rüzgar ki Apaz Geniş Apaz Arası 6 knot hızla bizi dosdoğru Bencik Koyu'nun girişindeki Dişlice Ada'ya taşıyor. Hatta bu sırada arkamızdan gelip üniformalı yarış ekibiyle bizi rüzgarüstünden geçmek isteyen bir yarış yelkenlisi de son solukta bunu başaramıyor ve yelkenleri suya indiriyor (bizi geçemeden yelkenleri topluyor) Güzel trim yapmışız.

Bencik Koyu'na giriyoruz. Ancak şunu söylemeliyim, guletler gerçketen bu koyda kural dinlemiyor.Biz demir yerimizi belirleyip manevraya başlar başlamaz, son hızla gelip palamar filikasını motorla bizim demir atacağamız yere göndererek, çirkin şekilde yerimizi kapan Gökçe-3 teknesi bunun güzel bir örneği. Hepsi olmasa da çoğu bu tavırda. Bu neyin kavgasıdır belli değil.

Onlar bizim üstümüze üstümüze demir atıp yerleşince biz de sükuneti kaybetmeden yanlarına biraz sıkışara demirleyiveriyoruz. Dağdan gelen bağdakini kovamamış oluyor böylelikle.

Çift koltuk halatı ile teknenin dönmesini de engelliyoruz.

Demir attığımız yer MTA kampının yaklaşık tam karşısı. Yalnız yine aynı hizalara denk gelen, bizim 1-2 kulvar yanımızda bir demir yeri var ki, kıyıya henüz 30-40 metre kala 2 m'ye iniyor. Bencik'te buraya aman dikkat. Ancak eğer çok uzun koltuk halatı varsa uzaklarda bir yerde demiri tutarak kıyıya uzaktan koltuk vermek lazım. Navionics'te eş derinlik eğrilerine dikkat edince anlaşılabilir.

Artık tam ekip güzel bir gece bizi bekliyor.

Tam rota

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder